
Bu hafta sizleri büyülü bir sporla tanıştıracağım. Bir insan, potansiyelinin - gücünün farkına nasıl varır merak ediyorsanız cevap bu sporda gizli. Zaman zaman rafting gibi azgın suların aktığı, zaman zaman mağaracılık gibi yüksek kayalar arasında güneş ışığının kaybolduğu, zaman zaman dağcılık gibi iple inişlerin gerektiği, zaman zaman da treeking gibi büyülü bir atmosferde uzun yürüyüşlerin yapıldığı aksiyon dolu çokca da keyifli bir deneyim. Kocaman kocaman kayaları, buz gibi şelaleleri su birikintilerini aşarken kendinizi keşfedecek, gücünüzün farkına varacaksınız.
Basit anlamda kanyon geçişi, kanyonun doğduğu zirve noktasından başlayıp ip inişleriyle, su birikintilerinden geçişlerle ilerleyerek bitiminden çıkmaktır.
Her kanyonun oluşum yapısı birbirinden farklı olduğu için daha önceden geçtiğiniz bir kanyonda kullandığınız teknik bir başka kanyonda işe yaramayabilir. Kanyon geçişinin diğer doğa sporlarını barındırmasının sebebi de budur. Bir kanyonda sık sık iple iniş yaparken bir diğerinde sık sık suya girmeniz gerekebilir. Kısa kanyon ya da uzun kanyon diye bir şey yoktur, kanyon geçişi tamamen sizin sınırlarınıza, gücünüze bağlı olarak değişir. Her kanyonun kendine özgü bir geçiş yapısı ve riskleri vardır.


Bu kadar teknik bilginin gerekliliğinden bahsettikten sonra gözünüz korkmasın. Özellikle uzman bir rehber eğliğinde daha önceden belirlenmiş parkurlarda yapılan canyoning turları tamamen güvenli ve her yaştan, herkes tarafından rahatlıkla yapılabilir. Yani canyoningi turistik amaçlı yapıyorsanız işiniz oldukça kolay. Çünkü geçeceğiniz kanyon önceden keşfedilip hazırlanmış, gerekli yerlere ipler döşenmiş, hangi noktada ne yapılacağı, hangi tekniğin kullanılacağı önceden belirlenmiş oluyor. Zaten profesyonel geçişlerle arasındaki en büyük fark da budur. Rota aramak, nerede ne yapılacağını düşünmek gibi bir zorunluluğunuz yoktur.
Artık siz de bu büyülü ortamı keşfetmek için hazırsınız...
Kaynak: http://www.zirvedagcilik.net/kanyoning-p-188.html